Yaşam Üçgenim İçinde Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

Yaşam Üçgenim İçinde Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

Tarih, tozlu sayfaları arasında destanlar, efsaneler, savaşlar, kahramanlar, tanrılar, tanrıçalar, krallar, kraliçeler, dahiler ve nicelerini barındırır. Nedense bu süreçte fazlasıyla dikkatimi çeken, tarihin aslında bir olağanüstü olaylar ve kişiler (kahramanlar) zincirinin halkaları olarak yüzyıllardır devam etmesidir.

 

Fakat yazıyı icat eden Sümerliler’e ait bulunan kil tabletleri okuduğumda, tarihe yönelik hissettiğim bu olağanüstülük yerini gayet basit ve gerçek yaşam öykülerine bırakır.

 

4000 yıl öncesinden bugün bize ulaşan 23 tablet arasından en dikkatimi çeken 1.tablettir. Bu tablette Sümerli bir öğretmen, şair ve  yazar olan Ludingirra, yaşam öyküsünü gayet basit bir dille anlatır. Ulusunu, dilini, geleneklerini, sosyal yaşantılarını ve sanatlarını paylaşır gelecek kuşaklarla.

 

Peki ne olmuştur da tarih ve onun en yakın dostu olan sanat, varolduğu gerçek, basit, yalın ve doğal halinden, bugünkü içinde insanlık tarihine dair olağanüstü öğeler barındıran bir kimliğe dönüşmüştür?

 

Peki ne olmuştur da insanoğlu, öz’ünden uzaklaşmış, rekabetin, hırsın, maddiyatın kölesi olmuş, “en büyük benim, ben yarattım, en güçlü benim. Ben EGO’yum." cümlelerini bedeni ve ruhuyla tüm dünyaya haykırıyor olmuştur?

 

Şu an içinde olduğumuz, insanoğlunun değişip dönüşmesi ve öz’üne dönmesi gerektiğine dair bir çok mesaj vermeye çalışan iki yıl süresince, ben kendime dönüp bakıyor ve Sümerli atalarımın bize söylemek istediklerini çok daha iyi anlıyorum. Ve deneyimlediklerimi bugünün diline çevirmeyi tercih ediyorum.

 

Bir süredir kendimi nasıl anlatırım üzerine düşünüyorum. Katıldığım programlarda, yaptığım işlerde ve yazılarımda hangi yetkinliklerimi kullanırsam kendimi daha iyi ifade edebilirimin cevabını arıyorum. Bu konuya yönelik sosyal medya üzerinde yaptığım araştırmalarda çok ilginç örnekler ile karşılaşıyor; neredeyse bir paragraf uzunluğunda yetkinlik tanımlarını gördüğümde de şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Ama şunu iyi biliyorum ki, karşılaştığım her örnek aradığım cevaba beni bir adım daha yaklaştırıyor.

 

Ve sihirli bir sözcük karşılaşıyor beni; “FAYDA"

 

“Bu çağda varolan biri olarak ben, kendime, aileme, çevreme, ülkeme ve dünyaya nasıl fayda sağlıyorum? Fayda yaratma sistemimi nasıl tanımlıyorum?"

 

Sistem, bir amaç ve işlevi olan, karşılıklı iletişim ve etkileşim içinde bulunan parçaların (alt sistemlerin) belli bir düzen ve uyum içinde oluşturduğu bir bütündür. Ve sağlıklı bir sistemin üç temel ihtiyacı vardır;

 

  • Güven
  • Bağ & İlişki kurmak
  • Değerli görülme hissi (ben insan onurumla birlikte elimden gelenin en iyisini yaparken beni değerli buluyor musun?)

 

Fayda yaratma sistemimin lideri olarak 3 temel ihtiyacımı dikkate aldığımda, kendimi bir üçgenin üç köşesine konuçlanmış olarak görüyorum.

 

Bir köşede ilk göz ağrım Mühendis Zuhal oturuyor. Matematiksel düşünce becerisini kazandığım, bilim yoluyla elde edilmiş tüm bilgilerden, akıl ve deneyim yoluyla somut sentezlere vararak, insana ve insanlığa yararlı oluşumları ortaya çıkarma yönünde beni güçlendiren ve yetkin kılan mühendislik mesleğim bu köşeye şereflendiriyor.

 

Diğer köşeden Koç Zuhal, “ben de buradayım" diyerek el sallıyor. Omzuna görünmez elle dokunan, seni kendinle yolculuğa davet eden, içindeki muhteşem potansiyelini ortaya çıkarmanda sana yol arkadaşlığı yapan ve varlığını sadece kalbinde hissettiğin Koç Zuhal, koçluk mesleğiyle onurlandırıyor bu köşeyi.

 

Ve üçüncü köşeden, başkalarının öğrenme ve gelişimlerini desteklemek için saf bir arzu duyan, başkalarını önemseyen, yaşam ve iş’te “yargılayan değil", “öğrenen" kimliğini benimseyen ve aynı zamanda kendi gelişiminin de sorumluluğunu taşıyan Mentor Zuhal, son çizgiyi çekerek üçgeni tamamlıyor.

 

Sonunda “Yaşam Üçgenimi" oluşturuyor ve kendi hayatımın lideri olarak ;

 

  • Kendimi görmeye cesaret edebildiğim,
  • Kendi karanlığıma bakabildiğim,
  • Sessizliğime yer açtığım,
  • Yükselen duygularıma alan açtığım,
  • Yardım istiyor olduğum,

 

için minnetle kucaklıyorum yeni Zuhal’i.

 

Ve yaşam üçgenimi, dörtgen, beşgen belki de altıgen yaptığım günleri görmeye niyet ediyorum...




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?