İçimdeki Bilgeyi Keşfediyorum...

İçimdeki Bilgeyi Keşfediyorum...

Bugün bir soru sordum kendime.

 

“ Kendini tanımaya ne zaman karar verdin Zuhal? "

 

Gelen cevap : Kitapların dünyasını keşfettiğim zaman (sanırım 12 yaşlarımda idim)

 

Arkasından bir soru daha geldi.

 

“ Peki kitapların dünyasına adım attığında seni içine alan ve kendini keşfetme yolculuğuna çıkmana neden olan şey neydi? "

 

Gelen cevap : Kitapların içinde yer alan karakterler.

 

Her okuduğum kitabın karakteriyle kendimi özdeşleştiriyordum. O dünyanın içine giriyor ve karakterler ile birlikte olayın döngüsü içinde ben de yer alıyordum.

 

Bu yolculukları yapmaya başladıktan bir süre sonra, olayın döngüsü içinde gerçek Zuhal olsa acaba neler yapardı?, nasıl davranırdı? gibi sorular sormaya başladığımı hatırlıyorum.

 

Sorduğum sorular sayesinde kendime dair hiç ummadığım cevaplar ile karşılaştım. Aslında farkettim. İşte o zaman dedim ki ;

 

“ İçimde benden başka bir ben var. Acaba o kim? "

 

Ve bu soru ile başladı İçimdeki Bilgeyi keşif yolculuğum...

 

Keşif kelimesi son zamanlarda üzerinde en çok düşündüğüm ve dilimde kullandığım bir kelime. Anlamına baktığımda, 5 farklı tanım ile karşılaştım.

 

  • Ortaya çıkarma, meydana çıkarma
  • Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması
  • Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme
  • Bir şeyin olacağına önceden anlama, sezme, tahmin
  • Bir olay veya durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma

 

En çok ilgimi çeken tanım ; “ Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin " oldu. Çünkü tam anlamıyla İçimdeki Bilge’yi tarif ediyor.

 

Elena Barnabe’nın kaleme aldığı yazıyla bugünkü keşif yolculuğumu, İçimdeki Bilge’ye ithaf ediyorum 😊.

 

“ Büyükanne, acıyı nasıl dindirirsin?

 

Ellerinle canım. Eğer bunu zihninle yapmaya kalkarsan acını azaltacağına kuvvetlendirirsin.

 

Ellerimle mi, büyükanne?

 

Evet evet. Ellerimiz, ruhlarımızın antenleridir. Eğer onları dikmek, pişirmek, boyamak, yeryüzüne dokunmak ya da toprağa daldırmak için kullanırsan onlar senin en derinlerine sinyaller taşır ve ruhun yatışır. Böylece ruhun artık kendini görmen için sana acı yollamayı bırakır.

 

Eller gerçekten bu kadar önemli mi?

 

Evet kızım. Bebekleri düşün; onlar dünyayı dokunuşlarıyla tanırlar. Ya da yaş almış kişilerin elleri, onların yaşamları hakkında vücutlarının herhangi bir kısmından çok daha fazla şey anlatır. Elle yapılan her şey kalple yapılır çünkü. Eller ve kalp biribiriyle bağlantılıdır. Masözler, başka bir bedene dokunduklarında derin bir bağlantı yarattıklarını bilirler. Aşıklar, elleriyle biribirilerine dokunduklarında sevgilerini karşılarındakine en  görkemli biçimde aktarırlar.

 

Büyükanne, ellerimi bu şekilde kullanmayalı o kadar çok zaman oldu ki...

 

Onları hareket ettir kızım. Onları hareket ettirip bir şeyler yaratmaya başladığında içindeki her şey onlarla birlikte hareket edecek. Acı geçmeyecek ama en iyi eserine dönüşecek ve artık sızlamayacak. Çünkü yaptığın işle aslında özünü işlemiş olacaksın. "




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?