Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır:
Bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki, bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısiyle özgür olmaktır.
Peki ama NASIL?
Yaşadığımız her an’ın içinde yargısız kalarak,
Geçmişe dönmeden ve geleceğe kaçmadan, o anın parçası olarak,
Acı ile yüzyüze gelerek,
Düşünce ve gerçekleri biribirine karıştırmayarak,
Olmamış şeylerin kaygısını yaşamak yerine, yaratmak istediğimize odaklanarak,
Geçmişin tozlu sayfalarında gezinip keşkeleri sorgulamak yerine, acaba geçmişten ne öğrendim deyip şu an’ıma ne kattığını düşünerek,
Duyguları akla büründürüp tartışmak yerine, koşulsuz kabul ederek, her duyguyu yaşamaya kendimize izin vererek,
Yaşadıklarımız ve öğrendiklerimizden aldığımız dersi bilfiil eyleme geçirerek,
Yargısız, an’da ve farkındalıkla bugünün çocukları olabilmeliyiz. Asıl olan, yaşam yolculuğumuzdur. Doğruyu ve yanlışı içinde barındıran, başarısızlığı başarıya dönüştüren, olayları olması gerektiği gibi görmekten, olduğu gibi görmeye geçiş yapan, esnekliği ve kabulü içine alan yaşam yolculukları tasarlamalıyız. Tasarlamaya niyet etmeliyiz.
Büyüdükçe yargılıyor; yargıladıkça kirleniyoruz. Yargısız bakabilmenin mucizevi sırrı, çocuk kalabilmekte. Bilgi ile tekrar ve tekrar çocuklaşabilmeyi öğrenebilirsek, Bilge’den Bilgelik’e geçiş yolunun anahtarını da bulabileceğimiz düşünüyorum.
NE DERSİNİZ?