Uzun bir bayram tatilinin ardından cebimde kalanlara baktığımda daha dingin, daha huzurlu, daha hafif, daha keyifli, daha sağlıklı ve daha mutlu bir BEN ile karşılaştım.
“Daha" kelimesinin yaşamıma kattığı anlamı merak ettim ve zihnimi biraz kurcaladım. Tanrılar Okulu kitabının yazarı Profesör Stefano D’Anna’nın ;
“Tatil, kendi üzerinde çalışmak için en iyi zamandır"
sözünü hatırladım.
Ve sonra merak ettiğim anlamı, okuduğumda yüzümü gülümseten bir anekdot ile buldum.
Yara bandıyla,
Koşu bandı arasında gidip geliyoruz.
Yaralarımız kabuğa,
Ayaklarımız toprağa hasret.
Hızla yaş alırken,
Hayat, kapağı açık kalmış bir kolonya şişesi gibiyken,
Odanın bir ucuna oturmuş,
Gençliğimizin buharlaşan esansını kokluyoruz.
Yeni dünya dedikleri bu olsa gerek:
Organik ekmek,
Organik yumurta,
Organik yoğurt.
Köyümüze gitmek yerine,
Milyonluk şehirlere köyü getirmeye çalışıyoruz.
Yakınlarda marketlerde yerini alır mı bilmem;
“Dert dinleyen dost"
“Kin gütmeyen arkadaş"
“Satmayan organik yoldaş"
“Gezen insan çocuğu"
“Hayırlı evlat mayası"
Belli mi olur, belki de on sene sonra,
Marketten organik insan alıyor oluruz.
Demem o ki;
Hep çok yoğun
Hep çok yorgunuz.
Köy uzakta,
Şehir kalabalıkta,
Dostarımızın nesli azalmakta.
Oysa ki BEN burdayım,
Ailem burada,
Arkadaşlarım burada,
Dostlarım burada.
O zaman her birini sevgiyle kucaklıyor,
Ve bir kelimenin yaşamıma kattığı anlam için teşekkür ediyorum.