İnsanı Ararken Damdan Düşen Psikolog

İnsanı Ararken Damdan Düşen Psikolog

“ Afrika kabilelerinden birinde bir bebek doğduğunda kabilenin kadınları hep birlikte ormana çekilir, o bebeğe bir şarkı yaparlarmış. Dikkatle gözlemledikleri bebeğin karakteristik özelliklerini ve gücünü ona anlatan bir şarkı...

 

Sonra, çok sonra bir gün, hayatla başa çıkmakta zorlanıp da kolu kanadı kırılacak olursa o şarkıyı, yani kendini hatırlasın diye. Afrikalı bebek o şarkıyı dinleyerek büyürmüş...

 

Günün birinde o şarkıyı tekrarlamayacak kadar kendine inancını yitirdiğinde, onu tanıyan biri ona şarkısını çalarmış ıslıkla. Kendini, gücünü, öz halini hatırlar, kendine gelirmiş."

 

Çok severim bu hikayeyi; her okuduğumda insanların seslerini duyarım kulaklarımda. Çeşit çeşit, rengarenk, cıvıl cıvıl. Çünkü insan sesinin bir melodisi olduğuna inanırım. Belki biz de, kendi şarkımızı kendi seslerimiz ile yaratır, konuştukça hatırlatırız kendimizi kendimize. İçimizde varolan muhteşem potansiyeli keşfederiz sesimizle.

 

Çok sevdiğim bir dostum der ki :

 

“ İçimde çalan muhteşem bir müzik var, o müziği gönlümce yaşamaya izin veriyorum kendime. Bazen dillenir sözümde, bir şarkının mısraları olur; bazen de demlenir özümde, bedenimin raks-ı şahanesine dönüşür."

 

Bu aralar keyifle çalınan bir ıslık duyuyorum kulaklarımda. Yürüyüşlerimin eğlenceli yol arkadaşı olurken, başımı yastığıma koyduğumda bir ninninin sihirli ezgisine dönüşüp; Fareli Köyün Kavalcısı misali rüyalar ülkesine doğru peşinden sürükler beni.

 

Ve o an farkediyorum ıslığın sahibini...

 

Doğan Cüceloğlu’nun ıslığını duyuyorum. Kimi zaman çoook uzaklardan, kimi zamanda çooook yakınlardan, kalbimin içinden...

 

“İnsan İnsana" ilk aldığım kitaplarından biridir. Halen kütüphanemin en değerlileri arasında yerini alır. Çocukluktan ergenliğe geçiş dönemimde tanışmıştım kendisiyle. Kendimle sohbet etme fırsatı vermişti bana.

 

“ Kendinle sohbet etmeyi başaramazsan, nasıl ifade edeceksin kendini arkadaşlarına?. Önce iletişime geç kendinle. Utanma, sıkılma, kendinden. Ayıplama, suçlama kendini. Sen olduğun gibi biricik ve özelsin. Senden bu dünyadan var mı bir tane daha?..."

 

diyerek seslenmiş, beni benimle tanıştırmıştı.

 

Bu dünyadan bir Doğan Cüceloğlu geçti. Kendi çocukluğuna el uzatır gibi uzattı elini bütün çocuklara; o çocukların anne-babaları, öğretmenleri hınca hınç doldurdu seminerlerini. Kitapları baskı üzerine baskı yaptı. Çünkü Nasreddin Hoca topraklarının çocukları olarak biliyorlardı ki damdan düştüklerinde çarenin hasını kendisi de daha önce damdan düşmüş olan bilir. Hele de damdan düşüp de doğrulan üstüne üstlük bir de doktorsa...

 

Her zaman gizlisiz saklısız anlattı bütün hayatını.

 

İşte ben de, damdan düşen doktoralı bir psikoloğun, düştüğü yerden doğrulurken kendine mırıldandığı şarkısının muhteşem tınıları duydum. Ve halen duymaya devam ediyorum. Çünkü biliyorum ki ben, o tınıları duyarak, dinleyerek, peşinden koşarak, izlerini takip ederek, içindeki mesajları anlayarak ve farkederek  bugünlerime geldim.

 

Doğan Cüceloğlu bir röportajında diyor ki :

 

“ Hayatımın 38-42 yaşları arasında bir dönemden geçtim. O dönemde şunun farkına vardım ki; bilgi aslında hiç önemli değil, farkındalık önemli. Bilgi, insanın gönlünde mayalanıp, değerleriyle buluşup bir bilinç içersinde oluşmaya başlayınca farkındalık haline dönüşüyor. O zaman yapmak yerine olmak oluşmaya başlıyor. Bilen değil yaşayan insan olun, kendiniz olun. Oluş tarzınıza sadık kalın.

 

Çocuklarımdan dört yıl ayrı kaldım ve sonra onlarla yeniden buluştum. Çocuklarımla yeniden buluştuğumda artık yalnız bilgisi olan bir insan değildim. Varoluşum, değerler bilincim, farkındalıklarım, önceliklerim temelden etkilenmiş ve dönüşüme uğramıştı. Tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi bir dönüşüm süreci başlamıştı yaşamımda."

 

Hayatta kalmak ile yaşamak arasındaki farkı anladığımız, yaşayan değerlerimiz ile buluştuğumuz ve yaşamda kendi tanıklığımızı keşfettiğimiz an, tırtılın kelebek olma yolculuğunda olduğu gibi biz de kendi dönüşüm yolculuğumuzu başlatmış olacağız.

 

Mesleğini çok seven bir Profesyonel Koç & Mentor olarak, bugünden yarına dönüşüm yolculuğunuzda yardımcı olabileceğini düşündüğüm yol arkadaşlarıma teslim ediyorum sizleri...

 

Kendinizle ilişkinizi ne kadar değerli buluyorsunuz?

 

Kendinize emek ve zaman vermeyi değer görüyor musunuz?

 

Sizin etki alanınız içinde yapabileceğiniz neler var? Ne kadar önceliğinize alıyorsunuz?

 

Bugün kendinizde neyi değiştirirseniz toplumun bir bireyi olarak başkalarına da katkı sağlarsınız?

 

VE...

 

Bugün kendiniz olarak yaşamınızda ne kadar varsınız?




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?