Hayatında hiç bikini giymemiş birine, bikini size ne kadar çok yakışır değil mi? diye sorsanız nasıl bir tepki alırsınız acaba? Tabi ki kişisine göre değişir. Peki, ben bu soruya ne cevap verirdim?.
Cevabım hayatımın belli dönemlerine göre tamamiyle değişecektir.
“ 40 yaşına kadar asla giymem, 43 yaşında giyebilirim belki ve 45 yaşında neden olmasın, tabi ki giyerim."
İnsanoğlu ne kadar müthiş bir varlık. Değişimi bazen farkederek bazen de farketmeyerek nasıl da hayatının tam içinde yaşayabiliyor.
Yaşanacakların belirsiz olmasına bayılıyorum. Çünkü hayatım bir anda hiç ummadığım şekilde olumlu ya da olumsuz olarak değişebilir. İçinde riskler barındırıyor. Peki ben size aslında bu riskleri ortadan kaldırabileceğimizi söylesem, bana nasıl cevap verirsiniz? İşte tam da şu anda, Zuhal diye seslenen birini duyuyorum.
“ Zuhallllll, seni seviyorum, sen çok değerlisin ve sen bir taneciksin, senden bir tane daha yok..."
Bu sesi duymaya başlayalı 5 sene oluyor. Yani 40 yaşımın sonrası. 40 rakamı bana güzel şeyleri anımsatır. Anneannem aklıma gelir. Bana derdi ki; “Bir şeyi 40 kere söylersen olur, o zaman isteklerini dile getir ama kalbinden iste ve 40 kere söyle...". Ne kadar doğru söylemiş. 40 sayısı hayatımda deneyimlediğim ve tadını aldığım farkındalıklarım sayesinde benim için çok özel ve sihirli bir anlam kazandı.
Kendimi yarattım. Kendime emek verdim. Kendimi kabul ettim. Hayatımın kontrolünü elime aldım. Yaşadıklarım ve deneyimlediklerim ile nasıl herkesin fayda sağlayabileceği bir şekilde bağ kurabileceğimi keşfettim. Karşıma çıkan her sorunun bir armağan, her kişinin de bana hizmet eden birer oyuncu olduğunu öğrendim. Yaşadıklarımı ve deneyimlediklerim sayesinde muazzam bir güce sahip olduğumu farkettim. İçimdeki çocuğu iyileştirdiğimde, onu sevdiğimde ve eğlendirdiğimde gerçek Zuhal’in ortaya çıktığını gördüm. Manevi gücüm olduğunu ve bu güç ile herkese ulaşabildiğimi deneyimledim. Yaşamım aslında bir yaratım süreci olduğunu farkettim, ne istersem yaratabileceğimi (yarattığım tohumu, besleyerek, severek, koruyarak ve vazgeçmeden büyümesini takip ederek) öğrendim.
“ Ben Fatma Zuhal Serdar Tanrıverdi, ben kararlıyım, kararlı olduğumu görüyor, duyuyor, hissediyor ve biliyorum. Öyleyse varım..."