Kendimi Oynadığım Bir Tiyatro Sahnesinin Oyuncusu Olmak

Kendimi Oynadığım Bir Tiyatro Sahnesinin Oyuncusu Olmak

Epictetus ; “ Bir insanın anavatanı çocukluğudur. " der.

 

Çocukluk anılarıma gittiğimde şu anki beni tanımlayan ilk durağın, “Sanat" olduğunu görürüm. İlk sahnemi 6 yaşında anneannemin evinde, teyzemin odasındaki aynanın karşısında almıştım. Şu an 48 yaşındayım ve halen ayna karşısında yaşadığım o anın, bende bıraktığı büyülü etkiyi  hatırlar ve çok mutlu olurum.   

 

Ortaokul ve lise yıllarım da hayallerim tiyatro üzerineydi. İzmir’e gelen hiç bir tiyatroyu kaçırmaz, gitmek için elimden geleni yapardım. Oyunu izlediğim anlarda kendimi sahnede gördüğümü “Acaba ben olsam nasıl oynardım?" dediğimi dün gibi hatırlarım. Bir tiyatrocu ya da sanata dair bir mesleğim olmadı. Mühendis oldum 😊. Ama hayatımın her aşamasında sanat oldu ve bu sayede yeni mesleklerimi kazandım.  

 

İnsanoğlu varolduğu günden bu yana kendini oyunla, dans ile keşfetmiş, özünde varolan neşenin, çoşkunun ve eğlencenin tadını almış; en eski eğlence, vakit geçirme ve haz duygusunu deneyimledikleri oyun & müsabaka kavramını da, gladyatörlerin arenada yaptıkları gösterilerden Olimpiyatlara kadar uzanan bir dönüşüm süreci ile ortaya koymuştur. İnsan duygusal bir varlıktır ve kendini varetme sürecinde duygularını etkileyen her tür eylemi kullanmıştır. Tiyatro bunlar arasında ilk ortaya çıkan sanat dalıdır.

 

Dionysos’un şarap ayinlerinden bugüne, insanoğlu haz duygusunu, içine neşe ve çoşkuyu da katarak pozitif bir ruh hali içinde olmayı her daim tercih etmiş; sanat ve edebiyatta kendini görünür kılmayı da bu vesile ile sağlamıştır.

 

Türk tiyatrosunu yurtdışında temsil etmiş ve Yaratıcı Dramayı ilk defa ülkemize getirip eğitim sistemi içine girmesinde önemli çalışmaları olan oyuncu, yönetmen ve yazar Tamer Levent’in; geçen sene ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) Türkiye’nin düzenlediği “Koçluk ve Sanata Evet..." programından insana, yaşama, sanata ve kendime dair aldığım notlar, hayatımın her aşamasında sanatın olması sayesinde gönlümde yatan mesleğin “Koçluk" olduğunu bir kez daha bana göstermiştir.

 

İçinizde yatan muhteşem potansiyeli keşfetmeye karar verdiğiniz anda yaşam size yeni fırsatlar sunacaktır ve sanat; bu yolculukta size eşlik eden en keyifli yol arkadaşınız olacaktır.

 

Tamer Levent diyor ki:

 

“Sanat, bir işi kolayına kaçmadan yapmaktır.

Sanat, düşünceyi ürüne çevirmektir.

Sanat, hayatın farkında olmaktır.

Sanat, değişimi gerçekleştirmektir.

Sanat, yaşamın bir ayna misali yansımasıdır.

Sanat, işin yapılma felsefesidir. Nasıl daha iyi hizmet ederim diye düşündüğün an’da “SANATÇI" olursun..."

 

Ve ardından ekliyor:

 

“Ne olduğunu bil,

Kendi duygularını yönetebilir ol,

Yaşamdaki çelişkilerini farket,

İyi niyetli düşün,

Düşünce oyunları oyna,

Merak et,

Çözüm üret,

Birikim ve deneyim geliştir,

Sezgilerini kulan."

 

Dünya kocaman bir oyun sahnesi ve her birimiz bu sahnenin oyuncularıyız...

 

27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun.




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?