Sesim, Müziğim, Balonlarım ve Ben

Sesim, Müziğim, Balonlarım ve Ben

Bu haftaya sevdiğim bir arkadaşımın paylaşımı ile başladım. Bir süredir adını duyduğum ama dinlemediğim gencecik, pırıl pırıl, enerjik, her haliyle olduğu gibi, içindeki çocuğun sesi ile konuşan, şarkı söyleyen, cıvıl cıvıl ; kendisini caz sanatçısı olarak ifade eden sevgili Karsu Dönmez ile tanıştım. Önce sesini duydum, ardından müziğini hissettim, sonra şarkısını dinledim ve sonra yaşam hikayesine eşlik ettim.

 

Müziğin evrenselliğini hatırlattı bana. Sadece müziği, sesi, şarkıları değildi anımsattıkları. Beni evrensellik ile buluşturan ve içimdeki müziği hareketlendiren TEDX’deki konuşması oldu. Yaşam hikayesini dinlediğim an, bir şey tamamlandı içimde ve dedim ki evrenselliği yaratan sadece müzik değil, o müziği ortaya çıkaran insanın ruhu, kalbi, zihni ve bedeni. Yani İNSAN’ın ta kendisi.

 

Bir koç olarak sorular benim oyuncaklarımdır. Çok severim onlarla oynamayı; karıştırıp karıştırıp yeni sorular yaratmayı. Bu ara bir de hikayeler ve masallar eklendi oyuncaklarımın arasına. Aslında farkediyorum ki oyuncak olarak isimlendirdiğim şeylerin, tıpkı müzik gibi İNSAN’a en derininden yani varoluşundan bu yana bildiği, Öz’ünün tanıdığı ve o nedenle de dinlediği anda hoşuna giden ve etkileyen araçlar olduğunu.

 

Karsu’nun hikayesini dinlediğimde, bir soru geldi aklıma.

 

 “ En son ne zaman saate bakmayı unuttun? "

 

Bu soruyu çok severim. Ara ara da kendime sorarım. Çünkü bilirim ki o anlar benim için paha biçilmez, eşi benzeri olmayan saatlerdir. Aslında unuttuğum saate bakmak değil, tamamiyle kendimi yaptığım işe kaptırmış olmamdır.

 

Halil Cibran’ın dizeleri, gönlümden geçenleri bir şiir ile müziğe dönüştürmüş sanki ;

 

 

Saatlerin fısıltısı müziğe dönüşür,

Bir ney gibi olursunuz gönülden çalıştığınız zaman...

Ve nedir aşk ile çalışmak?

Yar giyecekmiş gibi dokumaktır bir kumaşı

Nakış işler gibi gönülden...

 

 

Bayramı karşılıyoruz bu hafta. Hadi akıtalım gönüllerimizden bayram şarkılarını. Kendi hikayelerimizi dillendirelim yüksek sesle. Sarılalılm biribirimize, BİR olduğumuzu hissedelim ama doya doya, bağıra çağıra. Şikayet etmek, neden olmuyor demek yerine, gönlümüzden geçenleri harekete geçirelim, eyleme dönüştürelim.

 

Deniz Yıldızı misali ;

 

“ Her şey, sahile vurmuş binlerce deniz yıldızı arasından bir deniz yıldızının hayatını kurtarmakla başlar "




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?