Evrenselliğin Duayenleri: AŞK ve MÜZİK

Evrenselliğin Duayenleri: AŞK ve MÜZİK

Ey Aşk, Yüce Aşk, sen nelere kadirsin !!!

 

Nesilden nesile anlatılan, diyarlardan diyarlara meşk edilen, dilden dile dolaşan, masalsı dünyalar içinde varedilen, adına destanlar, şiirler yazılan ne aşklar, ne kara sevdalar gördü şu fani dünya.

 

Ama Aşk, aşk olalı beri, Romeo ve Juliet’deki gibi ulaşılmaz olana kavuşma isteği böyle yüce bir şekilde tasvir edilmedi, edilemedi. Shakespeare’in kalemiyle yüceleşti, imkansızlıklar içinde derinden yaşandı ve  muhteşem bir finalle iki aşık tarafından sonlandırıldı.

 

Kimi zamanda Mozart girdi araya. Nüktesi, çocuksu çoşkusu, yalınlığı, hemen dinleyiciyi kavrayıveren tılsımı ve tüm çocuksuluğunun ardındaki derin düşüncesi ile, insanoğlunun kalbindeki sevgiyi en duyarlı biçimde işledi müziğine.

 

200 yıldır dünyanın dört bir yanında söylenen 9.senfoni ile dile geldi notalar; müthiş bir dinamizm, esneklik ve dönüşebilme gücü ile haykırdı Beethoven duyamadıklarını, söyleyemediklerini tüm insanlığa. Müzik oldu yaşamın dili; her şey sustu. İlahi aşkın şarkısıyla inledi yer, gök, deniz...

 

Ey Aşk, Yüce Aşk, sen nelere kadirsin !!!

 

Kamhi ailesinin İstanbul Boğazı’nın kıyısında, Dolmabahçe Sarayı’nın yakınındaki yalılarında, 1905’te bir kızları doğdu. Adını Victoria koydular. Victoria Kamhi, “muhteşem" diye tanımladığı İstanbul’da, Boğaz’dan geçen gemiler, Pera Palas, Haliç ve minareler, sıcak simitler, börekler, Rumeli Kavağı, siste çalan gemi düdükleri, baharda çiçek açan erguvan ağaçları ve nazar boncukları arasında büyüdü. 90 yaşında bile düşlediği, kucağında çiçeklerle eve döndüğü Büyükada günleri bu benzersiz dekoru tamamlıyordu. Annesinin ona Binbirgece Masalları’nı okuduğunu hiç unutmadı.

 

24 yaşındayken Paris’te İspanyol bestecisi Joaquin Rodrigo ile tanışması, yaşamını değiştirdi. Bir toplantıda onu ilk kez gördüğünde şoke oldu. Rodrigo salona yardımcısının kolunda girdiğinde genç kadın onun kör olduğunu fark etti. Besteci üç yaşında geçirdiği difteriden sonra görme yetisini kaybetmişti. O gece piyanonun başına geçip parçalar çalan Victoria’ya besteci ertesi gün bir buket çiçek yolladı. Ardından birlikte gidilen konserler, çay partileri derken 1933’te Valencia’da evlendiler. Victoria tam 64 yıl Joaquin’in karısı, gözleri ve hayat ağacı oldu.

 

İspanya İç Savaşı’nın ardından patlayan II.Dünya Savaşı ve yokluk günlerinde yaşam kolay değildi. Bebek bekledikleri günlerde, doğuma iki ay varken bir sabah aniden acılar içinde kıvranarak hastaneye kaldırıldı. Karısı hastanede ölüm kalım mücadelesi verirken, Joaquin evdeki piyanonun başında endişe dolu duygusal gelgitler içinde, beste yapmaya çalışarak uykusuz geceler geçirdi.

 

Bebeklerini kaybettiler, ama o hüzün dolu günlerde konçertonun ünlü ikinci bölümü, Adagio doğdu. Eve döndüğünde ezgiyi dinleyen Victoria, bunun  bir aşk şarkısı olduğunu hemen anladı ve balayı günlerinde Aranjuez kentindeki yazlık sarayın bahçelerinde kocasıyla el ele yürüyüşlerini hatırladı. Bahçelerdeki manolya kokusunun, çeşmelerin fısıltılarının, kuş seslerinin verdiği ilham sevgisiyle birleşince ortaya çıkan konçertoya Aranjuez adını verdiler.

 

Belki de o gün Joaquin ve Victoria bebeklerini kaybettiler; ama insanlığa Aranjuez adında bir bebeği armağan ettiler.

 

Ve Aranjuez,

 

Piyano ve keman seslerini düşleyerek gitara uyarlayan, gitar çalmayı bilmeyen bir babanın, ellerinden doğdu.

 

Ey Aşk, Yüce Aşk, sen nelere kadirsin !!!




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?