Kitaplarım, Seçimlerim ve Ardından Gelenler...

Kitaplarım, Seçimlerim ve Ardından Gelenler...

Son 2 senedir hayatıma giren insanları ve mekanları gözümün önünden birer birer geçiriyorum, tıpkı bir filmi izler gibi. Öyle bir yere geliyorum ki tam orada durma ihtiyacı hissediyorum. Orası bir durak. Bu durakta biraz durup dinlemeye ve dile gelmeye ihtiyacım olduğunu farkediyorum.

 

Müthiş bir kahve ve çikolata kokusunun burnuma geldiğini duyuyorum . Mis gibi... Kafamı kaldırıyorum ve mekanın ismi karşılıyor beni. “ Çukutala ". Uzun bir süreden beri varolan bir yer aslında. Ama benim için keşfedilmesi ve karşıma çıkması gereken zaman bu zaman. Diyorum ya her şeyin bir anlamı vardır bu hayatta. Kafenin içinde keyif yaparken gözlerim bir yere takılıyor. Kitapların olduğu bir kütüphane. Ve öğreniyorum ki burası aynı zamanda bir Kitap Kulübü. Kafenin sahibi sevgili Nihan hanım’ın kitap aşkı ile başlamış ve o gün bugündür de devam ediyor. Tam 7 sene olmuş. “ Kent Kabilesi ".

 

Adımımı attığı  an’da beni karşılayan ve 5 duyumu çoşturan bu yerin yaşamımda bir durak olmasının boşuna olmadığını şu an o kadar iyi anlıyorum ki...

 

O gün bugündür hem Çukutala’ nın hem de Kent Kabile' sinin en sadık üyelerinden biriyim.   

 

Kendimi bildim bileli bir kitap kurdu olduğumu düşünürüm. Velakin  bir kitap kulübü ile kitap okumanın  hayallerimin, kalbimin ve ruhumun derinliklerine giden kapının sihirli anahtarı olduğunu keşfettiğim andan itibaren, kitap okumak  benim için daha da paha biçilmez bir hale dönüştü.

 

Kitap kulübü ile başladığım serüvenim arkasından ortak noktası sadece kitap gibi görünen farklı atölyeler geldi. Bir baktım ki hiç aklımda yokken birer birer bu atölyelere katılmaya başlamışım. Kendimi mutlu etmek adına yaptığım seçimlerin aslında yaşam amacımı destekleyen ve hayalini kurduğum profesyonel meslek hayatıma hizmet çok değerli fırsatlar olduğunu bilmeden...

 

Alan Watts, 1915-1973 yılları arasında yaşamış, Britanyalı filozof, eğitmen, yazar ve karşılaştırmalı dinler uzmanı. Çoğu Uzak Doğu dinleri ve kültürü konusunda 25’i aşkın kitabı ve bir çok makalesi bulunuyor. Yaşadıklarım, deneyimlediklerim ve seçimlerim üzerine düşünürken karşıma çıkan bu yazısının benim için tesadüf olmadığını düşünüyorum.

 

“ Kararlarınızın nereden geldiğini bilmezsiniz. Hıçkırık gibi birden ortaya çıkıverirler. Ve konu seçim yapmak olunca insanlar bu konuda aşırı kaygıya kapılır.

 

Acaba yeteri kadar düşündüm mü?

 

Acaba yeteri kadar veriyi hesaba kattım mı?

 

Ama eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse, hiçbir zaman yeteri kadar veriyi hesaba katamazsınız. Çünkü herhangi bir karara varmak için hesaba katabileceğiniz veri sınırsızdır. Siz de konu hakkında neler yapabileceğinizi kafanızda tasarlar durursunuz.  Ama insanoğlu evhamlıdır. Kontrolü dışındaki tüm değişkenleri kafaya takar.

 

Seçim, bir karara varmadan önce içinden geçtiğimiz tereddüt evresidir. Zihinsel bir çalkantıdır. Bu yüzden de sürekli kararsızlık ve şüphe yaşarız. Acaba doğru şeyi yapıyor muyum, doğru şekilde mi yapıyorum vesaire, vesaire...Ve bir çeşit özgüvensizliğe kapılırız. Ve özgüvensizliği de farkettiğiniz anda hata yapmanız kaçınılmaz bir hal alır. Her hareketle eliniz ayağınıza dolaşır. Ama kendinizden eminseniz, tamamiyle yanlış yaptığınız şeyin dahi üstesinden gelebilirsiniz.

 

Kendinizi bir bulut gibi görmelisiniz. Çünkü bulutlar asla hata yapmaz. Yanlış şekillenmiş bir bulut gördünüz mü hiç? Ya da kötü dizayn edilmiş bir dalga? Hayır, onların yaptığı her zaman doğrudur. Eğer kendinizi bir süreliğine bir bulut ya da bir dalga gibi görürseniz ve yaptığınız şey her ne olursa olsun, hata yapmayacağınızı idrak ederseniz. Çünkü tamamen felaket gibi görünen bir şey bile yapsanız öyle ya da böyle geçip gidecektir. İşte o zaman bu dirayet size bir özgüven olarak geri döner. Bu özgüven sayesinde de sezgilerinize güvenir hale gelirsiniz. Ama yolun ortasındasınızdır. Olayların karar almak ya da almamakla ilgisi olmadığını, bir tarafı seçseniz de seçmeseniz de hata yapmış olmayacağınızı ve her türlü doğruyu yaptığınızı, bir buluttan ya da sudan farksız olduğunuzu idrak edin. Ve bu farkındalıkla, yolun diğer tarafını telafi etmeye çalışmaksızın var oluşunuzla dost olup beyninize güvenmeye başlayacağınız noktaya gelirsiniz.

 

Bu hayatların her biri doğru. Seçilen her yol doğru yoldur. Her şey bambaşka şekilde yaşanabilirdi ve her ihtimal en az bir diğeri kadar anlamlı olurdu. "

 

Bulut ya da dalga, ağaç ya da çiçek, kedi ya da kuş, deniz ya da nehir, dağ ya da orman...

 

Siz hangisi olmayı tercih edersiniz?




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?